30 Eylül 2013 Pazartesi

Çağımızın Yatırım Aracı: Bireysel Emeklilik Sistemi

Devletin sağladığı mevcut sosyal güvenlik sistemlerinin tamamlayıcısı olarak kurulan ve bireylerin hayatları boyunca yaptığı birikimlerin yatırıma yönlendirilmesi amacı taşıyan Bireysel Emeklilik Sistemi, gönüllü katılım esasına dayanır.

10 yıl boyunca ve 56 yaşına kadar sistemde kalmayı gerektiren Bireysel Emeklilik, özellikle yastık altı birikimlerin yatırıma yönlendirilerek, bireylerin emeklilik döneminde de refah seviyelerini koruma hedefi taşır.

Bir emeklilik şirketi ile yapılan emeklilik sözleşmesinin kabul edilmesi halinde en az 10 yıl boyunca aylık, üç aylık, 6 aylık ve maksimum 1 yıllık tutarlar yatırılarak sisteme dahil olunabilir.

Devlet güvencesinde olan Bireysel Emeklilik Sistemi'nin şeffaflığının ve güvenliğinin sağlanması amacıyla emeklilik şirketlerinin faaliyetleri Hazine Müsteşarlığı, fonların ve portföy yöneticilerinin faaliyetleri Sermaye Piyasası Kurulu tarafından denetlenir. Fonların hesap ve işlemleri de yılda en az bir defa bağımsız dış denetime tabidir.

Katılımcı, emeklilik sözleşmesi süresi içinde katkı payı tutarını ve ödeme dönemini değiştirebilir, ödemeye ara verebilir. Bireysel emeklilik hesaplarındaki birikimlerini, şirkette en az 2 yıl kalmak şartıyla; başka şirketten aktarımla düzenlenmiş sözleşmelerini ise şirkette en az 1 yıl kalmak şartıyla başka bir emeklilik şirketine aktarabilir.

Katılımcıya tanınan haklar kapsamında katılımcı, yılda en fazla 6 kez fon dağılım oranını ve yılda en fazla 4 kez emeklilik planını değiştirebilir.

Bireysel emeklilik sisteminde, katılımcı adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı paylarının % 25’ine karşılık gelen tutar, katılımcının vergi mükellefi olup olmamasına bakılmaksızın devlet katkısı olarak katılımcıların ilgili hesaplarına ödenmektedir.

İşverenler ise, çalışanları adına ödedikleri katkı paylarını, ödemenin yapıldığı ayda elde edilen ücretin % 15’ini ve yıllık olarak asgari ücretin yıllık tutarını aşamayacak şekilde, doğrudan gider yazabilmektedir.

En az 10 yıl yatırım yapıldığında, tutarın çeşitli fonlarda değerlendirilmesiyle ulaşılan birikim aracılığıyla emeklilik elde edilebilir. 10 yıl katılım sağlayan ya da 10 yıl sistemde kalıp 56 yaşını doldurarak emeklilik hakkını kullanmak isteyen katılımcılar, isterse birikimlerinin tamamını alabilir ya da kendisine sunulacak tekliflere göre düzenlenen maaşlar şeklinde birikimini kullanabilir. Katılımcı isterse, emeklilik hakkını ileri bir tarihte de kullanabilir.

Emeklilik hakkı kazanan katılımcı isterse, birikimlerinin yıllık gelir sigortasına aktarılmasını ve yapılacak sözleşme çerçevesinde, kendisine belirli bir süre veya ömür boyu maaş bağlanmasını talep edebilir.

23 Eylül 2013 Pazartesi

Sigortacılıkta Azami İyi Niyet Kavramı

Sigorta sözleşmesinde, tarafların karşılıklı güven duymaları unsurunu içeren nitelikler, azami iyi niyet prensibi çerçevesinde değerlendirilir. Her iki taraf için de geçerli olan nokta, verilen bilgilerin tam ve doğru hususlar olmasıdır.

Sigorta edilecek olan mal, hayat veya sorumluluk ile içerdiği risk unsuru hakkında doğru bilgileri vermekle yükümlü sigortalının karşısında, sigortacı ise teknik konularda sigortalıya bilgi verirken iyi niyet prensibine uygun olarak doğru bilgileri iletmelidir.

Taraflardan birinin iyi niyetli olmaması durumunda azami iyi niyet prensibi ihlal edilmiş olacağı için karşı tarafa sözleşmenin feshi hakkını vermektedir. Bu nedenle karşılıklı ya da tek taraflı olarak gerçek olmayan bilginin verilmesi ve her iki taraftan birinin istemediği sözleşmeye girmesini sağlamak, yine karşı tarafa sözleşmenin feshi hakkını vermektedir.

Azami iyi niyet, talep edilmemiş olsa bile tarafların her birinin, sözleşmeyi kabul edip etmemesinde etkili olacak bilgileri tam ve doğru olarak vermesidir.

Sigortacılar, sigortalının başvuru sırasında vereceği bilgilere güvenmek zorunda olduğu için risk içeren durumlar hakkındaki ayrıntılı soruların sigortalı tarafından tam ve doğru yanıtlanmasını ister. Bu nedenle bir sigortacının, sigorta teminatı verip vermeme kararında etkili olacak bütün detaylar başvuru formunda yer almalıdır.  Risk unsuru da içinde bulunduğu şartlar itibariyle açıklanabilecek nitelikte ise mutlaka başvuru sırasında belirtilmelidir. Sigortalının risk unsuru, talep ettiği teminat ve temel bilgiler hakkında vereceği yanlış cevaplar nedeniyle sigortacı, poliçeyi ve bu poliçe kapsamına giren hasarları başlangıçtan itibaren reddetme hakkına sahiptir.